Oyunun Üçüncü Seçeneği Sensin! – Onedio

Görünenin ardını görmek için “tetikte bekleme enerjimizi” kullanacağız. 

Görünen, bize sunulan, bize dikte edilen her ne varsa bu manipülasyon dünyasında gizli bir amaca hizmet ediyor. Oyunu yönetenler ve oyunda sürüklenenler için yaşam tamamen farklı akıyor. Peki ya bizler, gözlerimizin gördüğü ama aklımızın almadığı, tarafların iki uçta seyrettiği ve tarafsızlığa yer bırakmayan bu dünya düzeni içinde neyi seçeceğiz?

Taraflardan güçlü olanı mı?

Taraflardan mağdur olanı mı?

Üçüncü bir seçeneğin olmadığı inancından sıyrılıp, üçüncü seçeneği yaratmayı mı?

Kafamızın içinde dönen, doğru olduğuna inandığımız, hatta bu yüzden hiç sorgulamadığımız doğruların, bakış açılarının bize ait olmadığı gerçeğine, bunların süregelen bir manipülasyonun ürünleri olduğu gerçeğine uyanmamız, üçüncü seçeneği yaratma kapılarımızı açıyor. 

Oyun ne kadar büyük ve kapsamlı olursa olsun, her varlık kendi oyununun içinde, bir seviyeden diğerine geçiş yapmakta. Kendi küçük oyunun içinde açtığı kapı, büyük oyunun bir vadede senaryosunu değiştirme gücüne sahip. Ancak bu bilgi, kişisel gelişim kitaplarının romantik bir sözü gibi eriyip gidiyor gerçekler dünyasında. 

O kadar kuvvetli ki güçsüz olduğumuza dair inancımız, inancı inşa edenler gelip söyleseler gerçeği yine de yıkılmaz zihinlerimizden ilmek ilmek işlenmiş putlarımız. 

Aynen papanın cehennem yok açıklamasının bir şehir efsanesi olarak kabul edilip zihin mazgallarından usulca akıp  hiçliğe karışması gibi. 

Öğrendiklerimize daha önemlisi biat ettiklerimize olan sonsuz sadakatimiz ve sorgulamaya olan reddimiz bizi şu an yaşadığımız küçücük zihin hücrelerinin içine tıkıyor. 

Kısa alanda sonsuz voltalar atarak gittikçe sıkışan, sıkıcılaşan bir hayat döngüsünü “yaşam” sanıyoruz, buna inanıyoruz..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir